• Shuffle
    Toggle On
    Toggle Off
  • Alphabetize
    Toggle On
    Toggle Off
  • Front First
    Toggle On
    Toggle Off
  • Both Sides
    Toggle On
    Toggle Off
  • Read
    Toggle On
    Toggle Off
Reading...
Front

Card Range To Study

through

image

Play button

image

Play button

image

Progress

1/78

Click to flip

Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;

Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;

H to show hint;

A reads text to speech;

78 Cards in this Set

  • Front
  • Back
1
Nüfus kaydının bulunmaması velayetin ve tedbir nafakasının düzenlenmesine engel değildir. Tarafların müşterek beyanı ile varlığı belli olan bir çocuğun sırf nüfus kaydının bulunmaması hukuki düzenlemelere engel değildir.
2
Nüfusa kayıtlı olmayan kişilere ilişkin tanık delili ile veraset ilamı tanzim edilebileceğine ilişkin HGK kararı mevcuttur.
3
Yargıtay görüş ve uygulamaları ;Türkiye"nin de taraf olduğu Avrupa Çocuk Hakları Sözleşmesine göre,kendisini ilgilendiren her konuda ve velayet konusunda çocuğun görüşüne başvurulması ve reyinin alınması gerektiği yönündedir.
4
Kardeşlerin birbirinden ayrılmaması,alıştıkları çevreden ayrılmamaları velayetin tayininde nazara alınacak esaslardandır.
5
Süresinde açılmayan karşılık davanın reddine değil,ayrılmasına karar verilmesi gerektiğine dair içtihatlar son zamanlarda verilmiştir.
6
Velayeti kendisinde olmayan çocuğunu kaçıran anne veya babanın çocuğun menfaatlerini düşünmediği,bu nedenle şahsi ilişki hakkının kaldırılabileceğine dair
7
Şahsi ilişki hakkının kullanılmasına mani olmanın velayet hakkının değiştirilmesine neden olacağına dair
8
İpotek alacaklısının resmi senetle düzenlenmiş ipoteğe dayalı ipotek hakkını BK alacağın temliki hükümlerine göre adi yazılı belge ile başkalarına devredebileceğine ve borçlunun muvafakatinin gerekmediğine dair
9
Yeni TCK kapsamında ilk kez düzenlenen ; aile düzenine karşı suçlar başlığı altında yeralan M. 233/2 ile,hamile eşini çaresiz durumda terketmek suçunun ve m. 234 ile velayeti kendisinde olmayan çocuğunu kaçırma suçunun yer aldığı ve bu suçtan dolayı verilecek cezanın ertelenemeyeceği,paraya çevrilemeyeceğine dair
10
Eşlerden biri için ahlaki görev teşkil eden hususların diğer eş için de ahlaki görev sayılacağı ve bu kapsamda eşin ailesine,özellikle anne,baba ve kardeşlerine saygısızlık yapmanın kusur ve boşanma sebebi teşkil edeceği
11
İradi olmayan sebeplerle yaptığı hareketlerden dolayı eşin kusurlu sayılamayacağı,hareketlerin iradi olup olmadığı yönünde uzman görüşüne başvurulması gerekeceği;
12
Tenfiz davalarının basit yargılama usulüne tabi olduğu ve bu nedenle adli aravermede bakılabileceği;
13
Borcu ödeyen kefilin alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklı bankanın haklarına halef olarak icra takibine devam edebileceği,icra takibinden önce borcu ödemişse takip hakkını temliken bankadan alabileceği,vasıta rehin hakları için de aynı prosedürün geçerli olduğu;
14
Menkul rehninin,menkulün rehin hakkı sahibine teslim edilmemiş olması halinde rehin hakkının geçerli olmayacağı ve doğmayacağı,ancak rehin hakkı sahibinin yediemin olarak rehin borçlusuna menkulü teslim etmiş olması halinde rehin hakkının geçerlilik kazanabileceği;
15
İİK daki icra inkar tazminatına istirdat davaları nedeniyle hükmedilemeyeceği;
16
Kanunen resmi şekil ve yazılı şekle tabi tutulmuş akitlerin,şekle uygun yapılmamış olmakla beraber her iki tarafın edimini yerine getirmiş olması halinde şekil eksikliğine rağmen geçerlilik kazanmış olacakları; ( Özellikle tapulu taşınmazların haricen satışı durumlarında satıcı parasını almış,alıcı da gayrımenkulü teslim almış ve uzun süredir kullanagelmekte ise,şekil eksikliğini ileri sürmenin artık hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceğine dair içtihat adilanedir,kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde de aynı görüş ve uygulama ile haklı ve adil sonuçlara ulaşan çok sayıda içtihat mevcuttur)
17
Çeklerde Lehtarın Tüzel Kişiliğinin Bulunmaması Halinde
Çek Hamiline Yazılmış Sayılır : 12.HD 30.1.2001 334-1395
18
Satın aldığı aracın hırsızlık mahsülü olduğunun anlaşılması halinde alıcının hukuki ayıp nedeniyle akdin feshi ve ödediği paranın iadesi( kendi alıcısına semeni iade etmiş olmak koşulu ile bu kez kendi satıcısından iadeyi talep edebileceği : 11.HD 8.5.1984 1949-2702; verdiği senetlere borçlu bulunmadığı konusunda menfi tesbit davası açabileceğine dair:11.HD 18.6.1982 2779-2945
19
Noterlikçe re"sen düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan şahsi hakkın,satış vaadinde bulunanın rızası aranmaksızın üçüncü kişiye yazılı biçimde temliki geçerlidir. Temellük eden kişi satış vaadinde bulunana karşı ferağa icbar davası açabilir :
14. HD 141 E 859 K 16.2.1982 T.
20
İTM de incelenen bir konunun dava konusu edilmesi derdestlik itirazı ile karşılaşamaz.
11 HD 20.4.1993, 764-2695
21
Görevsiz mahkemede açılan davanın görevsizlik kararı kesinleşmeden görevli mahkemede açılması mümkündür. Derdestlik iddiasında bulunullamaz. 13.HD 1993 9059-8632
22
İcra Tetkik Mercii Kararları kesin hüküm teşkil etmez,genel mahkemeleri bağlamaz : 15 HD 1991 2654-5848
24
Davalı banka TTK m 711/son maddesi uyarınca aldığı ödemeden men talimatı karşısında çek bedelini bloke etmiş olsa bile ödeme mükellefiyeti altında olmadığından,aksine davranışı kendisini keşideciye karşı sorumlu kılacağından hamilin çek bedelini tahsil istemiyle bankaya karşı açtığı davanın dinlenmesi mümkün değildir.
11. HD 8.2.2001 T 2001/185-955
23
Karşılık Dava süresinde açılmamışsa davanın reddine değilayrılmasına karar verilmelidir.
2 HD 21.10.2003 11046-14024
25
Davadan feragatin karşı tarafın hilesi ile gerçekleştiğinden bahisle , feragatin iptalini/feshini ve davaya devam edilmesini bir başka dava ile talep etmek imkanı vardır. 14. HD 2002/9403-2003/143 20.1.2003
Aynı konuda : HGK 8.11.1995 2-660-947
26
dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere,16 ayrı işlemi farketmeyen banka güvenlik sisteminin ve ek güvenlik tedbirlerinin banka tarafından alınmamış olması (bilgisayar korsanlığını önlemeye yönelik te bankanın yükümlülüğü bulunmasına),davacının sanal klavye kullanması halinde bilgisayar korsanlığını engellemeye teknik olarak yetmeyeceğinin anlaşılmasına göre,hükmün ONANMASINA karar verilmiştir.

11 HD 2005/4748-2006/7341
27
Davalı bankanın her ne kadar hayali bir şirkete çek verirken gerekli özen ve dikkati göstermesi gerekirse de,tacir olan davacının kabul ettiği çeklerin güvenirliğini,keşideci gözüken şirketin sermaye durumunu,imzaların yetkili kişilere aidiyetini araştırması
gerekir.

ve ayrıca : çekte imzası bulunan tüm sorumlular için hukuk yolları tüketilmeden takiplerin semeresiz kaldığından sözedilemez.

11 HD 1998/3999-5855
Aynı doğrultuda ,
11 HD 21.12.1991,9465-1162
11 HD 2.11.2000,5855-8492
28
bankalar birer itibar ve itimat müesseseleri olup,3167 sayılı yasanın 9.maddesine göre yasaklı şahsa ihmali hareketle çek karnesi vermeleri nedeniyle oluşan zarardan sorumludurlar. Ancak bu sorumluluk çek bedelinin tüm yasal girişimlere rağmen asıl borçlusundan tahsil edilememesine bağlıdır.

(TTK m 20/f-2 3167 SY m 2,1/f-2,3167 SY m 9)
19 HD 1992/6584 1993/2158
29
Uyuşmazlık dava dışı şirketten davaya konu iki adet çeki alan davacı şirketin dava konusu olayda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı tacir olup ticari ilişkide bulunduğu kişilerin ticari itibarını araştırıp sonucuna göre ilişki kurmak,özenli davranmak/basiretli davranmak durumunda olduğundan müterafik kusurunun bulunduğunu kabul etmek gerekir.(3167 SK m.2,m.9;TTK m 20. BK m 44 HMUK m 74

11 HD 2004/1712-11165
30
Somut olayda davacı keşideci,çeklerin çalınmasında ve çalındığının zamanında bildirilmemesinde kusurlu olduğu gibi,davalı banka da iç genelgelerde önlem olarak belirtilen incele ve araştırmaları yapmadan ,ödeme yapmakla kusurludur. Bankanın genelgesinde 20.000.000 tl.nin altındaki miktarları provizyonsuz yapabileceği yazılı ise,de bu şart bankayı yasal basiret yükümlülüğünden kurtarmaz. O halde,başka bilirkişi heyeti seçilerek,bankanın da müterafik kusurlu olduğu gözetilerek inceleme yapılmalıdır.Eksik inceleme ile davanın reddi bozmayı gerektirmiştir.

11 D 19.4.2001 ,1590-3376
31
Sahte vekaletnameye dayalı çek ödemesi yapan bankanın,objektif özen yükümlülüğü ve adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğu mevcuttur.

Sahte vekile ödeme yapılması : Somut olayda davalı banka ,davacı ile dava dışı, VS nin bankayı dolandırmak amacıyla işbirliği yaptıklarını iddia etmişse de, BK m 100 doğrultusunda bir kurtuluş kanıtı getirememiştir.
Birer itimat kurumu olan bankalar,aldıkları mevduatı özenle korumak zorundadırlar. Objektif özen yükümlülüğünün hafif ihlalinden ve hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.

HGK nun 15.6.1994 gün ve 1994-11-178-398 sayılı ilamında açıklanan ilkeler somut olaya uygulandığında,mahkemece de kabul edildiği gibi,davalı bankaya 3.şahıs tarafından ibraz edilen v.namenin sahte olduğu,ve bu sahte vekalet ile paraların çekildiği,davacının bu sahteciliğe karıştığının kanıtlanamadığı uyuşmazlık konusu değildir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmek gerekirken,reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.

11 HD 4.2.1999 8627-468
32
Tahrif edilmiş çeki ödeyen banka kusurlu olup keşidecinin tüm zararını ödemek zorundadır.(Tahrifatla miktar,120 Tl.den 6.550.000 Tl.ye yükseltilip çekilmiştir)

11 HD 18.2.1991 9226-1049
33
Davacı kocanın,karısını sürekli dövdüğü ve kadının bir kez tepki niteliğinde evin camını kırması halinde,kadının camı kırması,v.s. tepki mahiyetindeki bir hareketin kusur kabul edilmeyeceği ve dayak atan kocanın tam kusurlu kabul edilip davasının reddi gerekeceği.
2 HD 16.2.2001 2001/385-2649
34
Kişisel ilişkiyi engellemek velayetin değiştirilmesi sebebidir. 2 HD 30.10.2000 2000/12847-13179
35
Her hafta sonu kişisel ilişki kurulamaz. 2 HD 30.1.2001 2000/14834 2001/1474
36
Varlığı tereddütsüz ise çocuğun nüfusa kayıtlı olmaması velayeti ve nafakayı düzenlemeye engel değildir.
2 HD 31.10.1985 8631/8789
Aynı Konuda : 2 HD 15.1.1971 4294-234
37
Eşlerin 6 senedir ayrı yaşaması : Toplanan delillerden tarafların 6 yıldır ayrı yaşadığı,davalı kocanın evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği anlaşılmıştır. BU durum,evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını göstermektedir. Boşanmaya karar verilmesi gerekir.
2 HD 2003/2031 - 3192 10.3.2003
38
Feragat,kesin hükmün sonuçlarını feragat tarihinde oluşturur. Hükmün şekli bakımdan kesinleşmesine gerek yoktur.
2 HD 12,5.2003 5914-7018
39
Anneanne ve dedenin küçükle şahsi ilişki hakkı :
... dava reddedilmiş ise de ; anneanne ve dedenin küçükle kşisel ilişki kurulmasını isteme hakları yeni Medeni Yasamızın 325. maddesinde kanuni bir hak olarak tanınmıştır. O halde davacılar ile küçük Tuana arasında kanuna uygun kişisel ilişki kurulması gerekirken davanın reddi doğru görülmemiştir. 2 HD 1.4.2003 1841-4624
40
Anne bakım ve şefkatine muhtaç yaşı çok küçük çocuğun babanın velayetine bırakılması kanuna aykırıdır.
2 HD 18.3.2002 2002/2832-3872
2 HD 3.4.2003 2003/3650-4811
41
Türkiye"nin de taraf olduğu, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi uyarınca idrak çağındaki çocuğun görüşü alınmadan velayeti hakkında karar verilmesi bozma sebebidir.
2 HD 3.4.2003 2003/3393-4801
2 HD 6.3.2003 2003/1779-2976
42
Velayet tayin edilirken,çocuğun alıştığı çevreden ayrılmamasına özen gösterilmelidir. 30.3.2001 2000/15996 E
43
Gerek velayet gerekse kişisel ilişki ile ilgili verilen hükümler maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler. Şartlara göre her zaman değiştirilebilirler.
HGK 15.4.1992 1992-2- 140-248
44
Gerek velayet gerekse kişisel ilişki ile ilgili verilen hükümler maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler. Şartlara göre her zaman değiştirilebilirler.
HGK 15.4.1992 1992-2- 140-248
45
Zorunluluk bulunmadıkça,velayet tayininde kardeşler birbirinden ayrılmamalıdır.
2 HD 12.2.1999 1998/13459-1999/1037
46
Nafaka tüm sosyal ihtiyaçlara cevap vermelidir.
2 HD 1.2.1971 403-674
47
Nafakaya karar verilirken yüksek gelir ve malvarlığı gözönünde bulundurulmalıdır. 12.2.1988 1184-1455 2 HD
48
yaşayışa,takdir edilen nafaka uygun olmalıdır.
2 HD 26.10.1970 6023-5561
49
Boşanmaya neden olan olayların iradi olup olmadığı yönünde uzman hekim raporu alınmadan kararv erilemez.
( Hareketlerin akıl hastalığı düzeyinde olmasa bile,iradi olmadığı yönünde uzman raporunun bulunması halinde kusur izafe edilmeyeceği yönünde uygulama mevcuttur)
Y HD 1.10.1993 7331-8593
50
Eşlerden birinin ruhsal rahatsızlığı nedeniyle irade dışı sarfettiği söz ve davranışları,MK m 134 kapsamında boşanma nedeni olamaz. 2 HD 2.10.1998 8711-10191
51
İradi olmayan davranış boşanma nedeni yapılamaz,bu davranışlar nedeniyle MY m 134/1 uyarınca boşanma kararı verilemez. 2 HD 5.2.1996 518-1154
52
Velayet davasında ikinci tanık listesi verilebilir.
Kamu düzenini ilgilendiren davalardan olduğundan ikinci tanık listesi yasağı uygulanamaz.
HGK 1969-2-1258e 73/70 k
53
Annesinin hareketlerini idrak çağında olmayan çocuğun velayetinin anneye verilmesinde sakınca yoktur. Küçük Muhammet,annesinin hareketlerini idrak çağında olmayıp etkilenme tehlikesi yoktur. Anne bakım ve şefkatine ihtiyacı nazara alınarak velayeti anneye verilmelidir.
2 HD 2003/2695-3752 18.3.2003

Aynı Konuda : " Ananın başka bir erkekle nikahsız yaşaması,muayyen yaşta olup iyiyi kötüyü anlayacak çağda olmayan küçük üzerindeki velayetin nezini gerektirmez. " 2 HD 3.5.1951 3104/3417
54
Yeni MY ya göre,evlilik dışı çocuğun velayeti kanunen ve kendiliğinden anneye aittir. 2 HD 22.4.2003 3082-5905
55
Velayet davasında kabul hukuki sonuç doğurmaz.
Davalı Anne davayı kabul etmiştir,ancak velayetin değiştirilmesini gerektirir olgu yoktur. davanın reddi gerekir.
2 HD 7.7.2003 6135-10192
56
Şahsi ilişkiyi engellemek velayetin değiştirilmesi sebebidir.( Davacının ilamı icraya koyarak ilişki kurması mümkün ise de,bu hakkını kullanmamış olması aleyhine yorumlanamaz.
HGK 7.6.2000 2000/2-927-974
57
Nafaka tayininde,kocanın eşine sağladığı önceki yaşamı incelenmelidir.
2 HD 18.1.1974 55-243
58
Soyut tanık sözleri ile,anne bakımına muhtaç çocuğun velayeti babaya verilemez.
YHGK 7.2.1973 2-123-37

Babanın velayet için fiili durumu hukukileştirmeye çalışması ( fiili durum yaratarak çocuğu yanında tutup,velayeti almaya çalışması kabul edilemez)
HGK 6.5.1972 2-601/296
59
Evlenmek tek başına velayetin değiştirilmesi sebebi değildir. Başkaca haklı sebeplerin varlığı aranır.
2 HD 27.10.2000 2000/12525-13085
60
Hakim,gerekli gördüğü takdirde,ayrıntılı ifadelerini tesbit için tanıkları yeniden dinlemeli,olayların yeri,zamanı,sebebi,kimin öncelikle kusur işlediğini v.s. hususları tesbit için ayrıntılı ifade almalıdır.
2 HD 22.2.2001 2001 / 875-2906
61
Hamile eşini çaresizlik içinde terketmek suçtur.
Yeni TCK m 233/2
62
Aile hukukukndan doğan bakım,eğitim v edestek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi,şikayet üzerine 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Yeni TCK m 233/1
63
Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması( Velayeti kendisinden alınmış olan ana veya babanın,üçüncü derece dahil kan hısmının çocuğu kaçırması ) suçtur. Yeni TCK m 234
64
Davacının emekli sandığından emekli maaaşı alması halinde
yoksulluk nafakasının kesilmesi gerekeceği.
2 HD 9.12.1991 12801-15320
65
Kadının boşandıktan sonra belli bir kişi ile evlmilik dışı ilişkiye girmesi başlıbaşına velayetin nezini gerektirmez. Velayetin anadan alınması doğru görülmemiştir
7.7.1992 2 HD 6511/7640
67
Karı Kocadan birinin ahlaki bir görevinin yerine getirilmesi olan yönler diğeri için de ahlaki görevdir.
Davacının ayrı evde oturan ve arasıra misafir olarak gelen hasta ve bakıma muhtaç annesine davalının yardım görevini yerine getirmemesi boşanma sebebidir.
HGK 26.4.1995 2- 164-419
66
Çocuk ile anne baba arasında kişisel ilişki kurulması zorunlu değildir. Çocuga zarar verecek önemli sebepler varsa kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir,kaldırılabilir. 2 HD 9.7.2003 7602-10488
(Davaya Konu Olay :
Anne küçüğü kaçırdığından ve kişisel ilişki hakkını zedelediğinden ana ile çocuk arasındaki kişisel ilişki hakkının kaldırılması gereki
68
Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi isteğinin,Türk Hukukunun uygulanmamış olması yönünden reddedilebilmesi için,davalı tarafın bu yöne itirazda bulunmuş olması gerekir. 2 HD 3.12.2001 15765-17095
69
Velayet düzenlenirken çocuğun menfaatleri ön planda tutulmalı,gerekirse çocuk ile veli arasında bir süre kişisel ilişki kurulmamalıdır. Kişisel ilişki mutlak bir zaruret değildir.

2 HD 2.10.1992 8023-8927
70
Reşit çocuklar,ihtiyaç ve zaruret halinde iseler,hali refah içindeki anne baba,kardeşlerinden yardım nafakası isteyebilirler. Anne,baba yönünden de aynı kural geçerlidir.İhtiyacı ve koşulları var ise,reşit çocuğundan
yardım nafakası isteyebilirler.
71
Velayet düzenlenirken kardeşlerin birbirinden ayrılmamasına özen gösterilmelidir.
2 HD 29.1.2003 2002/ 15343 2003/ 1248
2 HD 26.5.2003 3970-7616
72
Eşit kusur halinde maddi manevi tazminata karar verilemez.
73
Tam kusurlu eşin boşanma talebi reddedilir.
74
Boşanma kararı uzun süre teblige çıkmamışve tarafların birlikteliği devam etmişse boşanma talebinin serbest irade ürünü olmadığı ortaya çıkmış olur ve boşanmadan sonra birlikte yaşamakla geçmiş hadiseler affedilmiş sayılır. Bu durumda,temyiz incelemesi sonunda davanın reddine karar verilmektedir. 30.9.2003 2 HD 11443-12452
75
Uzun süre önceki olay boşanma nedeni olamaz.
2 HD 9.6.1987 3698-5066
76
Boşanma davası için verilen vekaletnamenin fotoğraflı olması ve boşanma konusunda açık yetki taşıması gerekir.HGK 22.1.2003 2003-2-36-10
77
Kadının,eşinin ilk eşinden olan çocuklarına bakmaması ve hakaret etmesi boşanma sebebidir.
78
Kadının aşırı ibadet sebebiyle ev görevlerini ihmal etmesi kusur ve boşanma sebebidir. 18.1.2001 2000/18420
2001/662